Nitelikli
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Güven mi, o da ne?
Sanırım ilişkide ki en önemli şey güven. Karşındaki insana
güven duymuyorsan zaten geçmiş olsun. Her hareketini sorgulayacaksan, her
lafında, her adımında bir şüphe uyanıyorsa kafanda... Nasıl karşındakine bir
duygu besleyebilirsin ki? Nasıl yürütebilirsin? Mesaj attın cevap vermedi,
Aradın açmadı, instagramda kimi ekliyor? Sesi çıkmadı evdeyim dedi ama nerede?
Kiminle? Bir şey yapmıyorum diyor ama ne yapıyor? Oturduğumuz yerden bakın bir
saniye içinde kaç soru çıktı... ve acı gerçektir ki bu daha başlangıç. Bunlar
gibi bir milyon soru üretilebilir çok kısa bir zaman içerisinde çünkü
güvensizlik en kötüsüdür. Keşke güvenebilsek değil mi? Ama en ufak bir
tutarsızlık zamanımızda artık kimseye güven kalmadığı için çığ gibi beynimizde
büyüyerek kocaman bir hikaye bulutuna dönüyor. Sonra aklınıza neler geliyor
neler... En ufak zararsız senaryodan en dramatik ve kötü sonlu hikayelere kadar
varan görüntüler sinsilesi beyninizde canlanıp sizi kaplamaya başlıyor. Sonuç
mutsuz bir iletişim. İlişki demeye dilim varmıyor çünkü değil. Bu hisleri
beslenidiğiniz, bu düşüncelere sahip olduğunuz bir insanla ilişki yaşamanız pek
mümkün değildir. Olsa olsa bunun adı sadece iletişim olur. Günümüzün müthiş
kelimesi “takılmak”. Hiç sevmediğim, hiç bir zaman mantığını anlamadığım bir olay
ama durum bu...içten içe istersiniz ki karşınızdaki size güven versin ya bir
nefes alın oh be deyin, hayatımda biri var ve ben bunu söleyebiliyorum diyebilmek ne güzel olur değil mi? Şüphe
yok, soru işareti yok... Ama neredee.... Eliniz hep boş kalır. Bazıları şanslı
canım ona bir şey demiyorum. Ben onlardan değilim. En azından şimdiye kadar
olamadım yani... Güven duyunca karşınızdakinin hareketlerini sorgulamazsınız,
sürekli bir merak uyanmaz beyninizde... Sadece özlersiniz ki bu da gayet
normal. Ondandır aklınıza düşmesi yani. Başka bir nedeni yoktur. Sadece
özlemişsinizdir, görmek istiyorsunuzdur bu kadar. Her saniyesinin hesabını yapmaya, cümlelerdeki gizli saklı belkide bulunmaması gereken şeyleri çıkarmaya
çalışmazsınız. Kafanız rahattır. Bilirsiniz ki o insan iyi , o insan size değer veriyor
ve sizi üzecek bir şey yapmaz zaten. Güvenmediğiniz insanın ise her hareketini
okumaya çalışırsınız. O kadar yorucu
ki... Sonrasında ise bildiğiniz, o en başından beri içinizi kemiren böyle
iliklerinize kadar hissettiğiniz gerçeklerle başbaşa kalırsınız. O gerçekler ne
derseniz; o insanın beş para etmez , size değer vermeyen, sizinle sadece
kafasını dağıtan bir insan olduğunu farkettiğiniz, tüm hayallerinizin,
emeklerinizin ve isteklerinizin boşa olduğunu anladığınız gerçeklerdir işte...
Salın böyle insanları olur mu? Hiç tutmayın yanınızda.... Ne
kendinizi , ne o güzel hislerinizi ,ne de o değerli vaktinizi harcamaya değen
insanlar değiller. Bunu biliyorsunuz zaten de; işte iş kendi başına gelince bir dur demek o
kadar zor oluyor ki... Başarmalıyız dostlar. İnşallah bunu da başarmış olarak nefes alabileceğiz günün birinde...
Bir gün elbet bu tiplere en başından zaman harcamamayı öğreneceğiz. Umarım yani :) Olur değil mi ya, bence olur olur :)
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Popüler Yayınlar
Gözyaşlarının değerini anlamak lazımdı...
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Yorumlar
Yorum Gönder